
Coco Konusu İnceleme ve Analiz
Coco Konusu

Coco İnceleme – Analiz
Animasyon filmleri denince akla gelen sayılı film stüdyolarından bir tanesidir Pixar. Son 20 yıla yakın dönemde çıkarttığı işler ile sadece ufaklıkların değil, büyüklerin de hayranı olduğu, hatta aynı yapımı birden fazla kez izlemek için bolca sebep sunduğu Disney markası, her seferinde olmasa bile yolunda çizgi üstü seyretti. Ara ara düşüşe geçtiğini de söyleyebileceğimiz Pixar, bu sıkıntıları ise genellikle devam filmlerinde yaşadı. Yeni fikri mülkler üretmek yerine, daha önce tutmuş bir formülü, daha doğrusu büyük beğeni toplamış bir hikayeyi farklı şekillerde devam ettirmeyi denedi, birden fazla kez de beklediğini bulamadı.
Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru, ülkemizde ise bu hafta vizyona giren yeni Pixar projesi Coco, bahsini ettiğimiz ‘tekrar’ yapımlarından bir tanesi değil. En son 2015 senesinde İyi Bir Dinozor adlı animasyon filmi ile ‘yeni marka’ yaratan stüdyo, iki yılın ardından Coco ile taze topraklara döndü. Başarılı devam filmleri kategorisine rahatlıkla giren, hatta beklenenin üstünde bir animasyon film olarak akıllara kazınan Oyuncak Hikayesi 3’ün başındaki isim, Lee Unkrich ve yardımcı yönetmen koltuğundaki Adrian Molina, bu yılın Oscar gözdelerinden biri olarak etiketlenen Coco’nun başındaki iki önemli isim.
Vol.i adlı leziz serüvene tanıklık edenler, aynen (çoğu) Pixar filminde olduğu gibi küçük robotun hikayesinin sıradan bir çocuk eğlencesi olmadığını iyi hatırlar. Hatta o kadar ki, finale doğru gözleri nemlenen, yaşı çocukluğu, hatta ergenliği çoktan geçmiş sayısız izleyici vardır. Başka bir deyişle, animasyon filmlerinin muazzam yükselişini sağlayan ‘çocuklar kadar büyüklere de maceralar’ ekolü görev başındadır. Coco’ya gelecek olursak, belki de bu ekolün tabiri caizse en alâ örneği var önümüzde. Küçük izleyiciler için çok keyifli ve renkli bir atmosfer, bolca güzel mesaj, büyükler içinse bu güzelliklerin yanında hayatın gerçekliğine, hatta griliğine dair de mühim öğeler var. Hatta şimdiden uyaralarım, minikler eğlenip gülerken, sizler bir yandan sırıtıp, bir yandan da ‘neden gözlerim dolmaya başladı?’ diye düşünebilirsiniz.