Jet Sosyete (2018) Dizi Analizi

Gürse Birsel’in senaristliğini üstlendiği dizi yayın hayatına Şubat 2018’de TV8 ekranlarında başladı. Dizi; takipçilerinin de bildiği gibi bir tekstil firmasında getir-götür işlerinde çalışan Yaşar Yüksel’in bir anda genel müdürlüğe yükselmesi sonucu varoşlarda oturmakta olan Yüksel ailesinin jet sosyetenin içerisine yaptığı hızlı geçişi ya da yükselişi anlatmaktadır.

Jet Sosyete (2018) – Fragman / Trailer İzle

Jet Sosyete’ye Geçtik mi?

Gürse Birsel’in başarılı ve yetenekli bir senarist olduğuna şüphe yok. Avrupa Yakası ile yakaladığı başarıyı Yalan Dünya ile sürdürdü ve şimdi de Jet Sosyete ile devam ettirmektedir.

Bence Gürsel Bilser; bir taraftan oldukça uzun dizilerde bile sıkıcılığa girmeden eğlenceli ve komik senaryolar yazabilmekte; diğer taraftan dizilere eklediği yeni karakterlerde de çok büyük orada başarı yakalayarak onların dizide bir iğreti gibi durmamasını, dizeye adapte olmalarını kolaylıkla sağlayabilmektedir. Avrupa Yakası’nı takip edenler bu söylediklerime hak verecektir.

Jet Sosyete aynen Avrupa Yakası gibi sonradan açılan ve yavaş yavaş karakterleri oturan, ilk bölümlerdeki durağanlığı üzerinden atmayı başaran bir yapım. Dizinin heyecanı ve izlenebilirliği hemen her bölümde yükselmektedir. Bu durum ilerleyen bölümlerde daha heyecanlı ve daha seyirlik maceraların bizleri beklediğini göstermektedir.

Gördüğüm kadarıyla Gürsel Bilser, karakterlerin izleyicide bıraktığı olumlu ya da olumsuz izlenimleri çok iyi fark edebilen ve bunları doğru değerlendirerek başarılı hamleler yapabilen bir senarist. Örneğin dizinin ilk bölümlerinde diziyi bence sıkıcı olabilecek bir ofis atmosferine hapsedebilecek bir karakter olan Pelin ilerleyen bölümlerde geriye çekildi ve kendisine oldukça az rol verilmeye başladı ki bu gerçekten çok yerinde bir karardı. Hasibe Eren’in aynı dizide canlandırdığı ikinci bir karakter olan Şennur ilk bölümlerde sadece ocakbaşında boy gösterdi ve seyircinin tepkisi ölçüldü. Olumlu tepkiler üzerine Şennur karakteri birden dizinin en fazla görünen karakterlerinden birisi haline geliverdi. Bu Gürsel Bilser’in işini çok iyi yaptığını gösteren net durumlardan birisi.

Benim dizi hakkında söyleyebileceğim belki de en olumsuz taraf neredeyse her bölümünün iki saat sürmesi. En kaliteli Hollwood dizileri 45 dakika sürerken ve inanılmaz yoğun geçerken Jet Sosyete sanırım Türkiye dizi ya da televizyon ortamından nasibini alarak süresini kısaltamıyor. Tabi ki bu durum Jet Sosyete’ye ait bir sorun değil; ülkemizde yayınlanan her bir dizi aşağı yukarı bu uzunlukta. Dizilerin her bir bölümünün uzun metrajlı bir film kadar uzun sürmesi ne yazık ki dizileri tek seferde değil de belki de üç farklı seansta seyretmemize neden olmaktadır.

Jet Sosyete’nin tüm bölümlerini seyretmiş birisi olarak dizi hakkında şunları söyleyebilirim: Jet Sosyete eğer belli bir yerden sonra tekrara düşmezse (Ozan ve Melike ilişkisi gibi) ve diziye uygun yeni karakterler ekleyebilirse ve bazı karakterlerin üzerindeki belirsizlik kalkarsa (özellikle Alara ve Gündüz) uzun süre devam edecek kaliteli bir komedi dizisi haline gelebilir ve yayın hayatına başarıyla devam eder. Dizinin karakterleri, bunların değişimleri ya da dizideki anlamlarına değinen bir başka yazı yazmayı daha düşünüyorum.

Jet Sosyete bence ülke standartlarının üzerinde ince göndermeler yapmayı başarabilen eğlenceli bir komedi dizisi.  Bu başarısının yükselerek devam etmesini diliyorum. Bu diziye ihtiyacımız var. Yazının başlığında yer alan soruya cevap vererek bu yazıyı sonlandırıyorum. “Evet, geçtik ancak Cengiz Bey’in bir sonraki emrine (ya da keyfine) kadar.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.