
Mother! Böylesini Seyretmediniz
Darren Aronofsky’nin 2017 yapımı Mother filmi sürrealist bir yapım ve hemen her sahnesinde her repliğinde yoğun anlamlar barındırıyor. Eğer filmi doğru okursanız onun felsefeden sanata; oradan dinler tarihi ve edebiyata kadar pek çok alanda yaptığı göndermeleri yakalayabilirsiniz.
Spoiler vermeden filmden bahsetmek neredeyse imkansız. Ancak şu kadarını söyleyerek filmin detaylarını anlatmaya geçmek istiyorum.
Büyük bir evin içerisinde yaşayan bir çiftin evine davetsiz bir misafir geliyor. Bir süre için evde kalacak gibi görünen bu misafirin varlığı bir süre sonra rahatsız edici olmaya başlıyor.
Yazının bundan sonrası tamamen spoiler içeriyor.
BİRİNCİ BÖLÜM
Bu bölümde kimin kimi ya da neyi sembolize ettiğine bakalım. Çünkü bunu netleştirmeden filmi doğru okuma imkanı bulunmuyor. Bilindiği üzere filmde hiç isim kullanılmıyor. Bunun nedeni onların şahısları değil türleri ve varlıkları sembolize etmeleri.
Adam: Yaratıcı, Tanrı
Filmin sonunda adamın her şeyin yaratıcısı olduğunu görüyoruz. Adam döngüyü tekrar be tekrar başlatan kişi… Her şeyin yaratıcısı… Başlangıç ve son onun ellerinde…
Anne: Hz. Meryem, Her Şeyin Özü ve Ruhu Olan Doğa Ana
Anne figürü hem Hz. Meryem’i hem de tüm evrenin veya yaratılan her şeyin ruhunu-özünü temsil ediyor. Örneğin filmin sonlarına doğru evi su basıyor. Bu olay aslında Nuh tufanı. Adam ve kadını kızdıran herkes evin dışına çıkıyor ve geride sadece Adam ve kadın kalıyor. Aynen Nuh tufanında kurtulanlar gibi. Sonrasında adam ve kadın cinsel birliktelik yaşıyor. Bu olayı Hz. Meryem’e ruh üflenmesi olarak düşünebiliriz. Çünkü sonrasında Hz. İsa’yı temsil eden bir bebek dünyaya geliyor. Kadın işte bu sahnelerde Hz. Meryem’i temsil ediyor.
Kadın yani anne evin kalbini hissediyor. Onun kalbini görüyor; kanamalarını fark ediyor. Ev kötü durumdaysa kendisi de fenalaşıyor. İşte bu anlamda da evrenin yani yaratılanların ruhunu temsil ediyor ve onunla arasında bir bağ bulunuyor. Bu yönden ona mitolojide yer alan ve tüm yaşamı içinde barındıran, kendisini yenileyen Doğa Ana figürü olarak da bakabiliriz. Diğer taraftan ona yani kadına filmde ilham olarak sesleniliyor. O aslında yaratıcıya ilham veren duyguların beden bulmuş hali.
Ev: Dünya ya da Evrenin Tamamı
Evi sadece dünya olarak da düşünebiliriz tüm evren olarak da… Sonuç değişmez. Bu anlamda ev dünyanın kendisi ama dünya da bir gezegen olarak evrenin içerisinde yer aldığına göre ev aynı zamanda evren oluyor. Adam birkaç yerde misafirleri kastederek başka nereye gidebilirler ki, diyor. Başka bir sahnede görülen evsiz adam şairin kendisine “Bu herkesin evi” dediğini söylüyor. Yani dünya herkese ait aslında. Evin içerisinde hemen hemen her türlü insanı görüyoruz. Politikacılar, evsizler, polisler, çocuklar, kadınlar, askerler… Burada hepsinin tek tek saymaya gerek duymuyorum.
Çocuk ve Diğerleri: İsa, Adem, Havva, Habil, Kabil…
Az önce söylediğim gibi doğan çocuk Hz. İsa… Onun ruhu Tanrı’dan geliyor ve annesi de Hz. Meryem. İnsanların onu ellerinin üzerinde tutması ve sonra sevgiden dolayı öldürmeleri aslında Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesine işaret etmiyor. Bu sahne bence daha derin bir anlama sahip… Bundan ilerde belki bahsedebilirim.
Eve gelen Adam ve Kadın: Hz. Adem ve Hz. Havva
Eve gelen adam ve karısı ilk insanları yani Adem ve Havva’yı temsil ediyorlar. Eve önce adamın girmesi onun daha önce yaratıldığını gösteriyor. İkisinin evli olması Adem ve Havva’nın evli olmasından kaynaklanıyor. Onların çocukları yani anlaşamayan iki çocuk Habil ve Kabil. Bilindiği üzere kutsal kitaplarda Kabil’in kıskançlıktan ötürü kardeşini öldürdüğü söyleniyor. Filmde de aynı durum yaşanıyor zaten.
Özel Oda- Çalışma Odası: Cennet
Yaratıcı’nın çalıştığı mekan Cennet’i temsil ediyor. Adem, bu kristale dokunmaya çalıştıkça Adam onun dokunmasına izin vermemişti. Sonrasında Havva’yı temsil eden kadın oraya girmek istemiş ve yasak meyve ilgisini çekmişti ama Anne buna izin vermemişti. Adem ve Havva fırsatını buldukları anda yasak meyveye dokunuyorlar ve onu kırıyorlar. Yani Tanrı’nın koyduğu bir yasağı çiğniyorlar. “Ödeyebiliriz…” “Yerine başkasını buluruz” gibi bahaneleri kabul edilmiyor. Tanrı’nın gazabıyla karşılaşıyorlar orada. Onun sesi hepsini bastırıyor. Hatta korkuyorlar ve ağızlarını bile açamıyorlar. Odadan yani Cennet’ten kovuluyorlar. Oradan sessizce çıkmaktan başka seçenekleri bulunmuyor.
Kristal: Yaratıcı’ya Karşı Duyulan Sevgi
Adam finalde kadına “Son bir şeye ihtiyacım var” diyor. “Sevgin”… Yani Tanrı yarattığı varlıkların içerisine kendisini sevme duygusu yerleştirmiş ve bunu her şeyi merkezine koyuyor. Döngüyü başlatan şey sonuç olarak Tanrı’nın ihtiyacı olduğunu söylediği şey yani sevgi. Herhangi bir şeye ihtiyacı olduğu anda aslında Tanrılık vasfını yitirmiş oluyor ama İncil ve Tevrat’taki Tanrı kavramı Kuran’da anlatılandan çok farklı.
Adamın Yazdığı Eser
Adamın daha önceden yazdığı eserler de bulunuyor. Hatta insanların bunlardan etkilendiğini, hayatlarının değiştiğini duyuyoruz. Bu eserler muhtemelen kutsal kitapları temsil ediyor. Son eseri Hz. İsa’nın doğumundan hemen sonra bittiği için de onun İncil olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi ikinci bölüme geçelim ve sahnelerin anlamları üzerinde biraz konuşalım. Ancak benim burada tüm sahneleri atlamadan tek tek anlatma şansım yok. Bunu yaptığım anda video saatler sürer. Bu nedenle en beğendiğim bazı sahneleri seçerek onlar hakkında kısaca konuşmak istiyorum.
Mother! film incelemesinin tamamını 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.