
Netflix Dizileri | En Yüksek Not Alan Netflix Dizileri
Sosyal medya sitelerinden sonra Netflix hayatımızın en önemli detaylarını işgal edebilir. Medya, mevsimleri ve özgün içeriğiyle hızla dünyayı işgal etti, her hafta yeni bölümler beklemekten endişe etmek yerine, film ve televizyon dünyasının işlevlerini değiştiren yenilikler getirdi. Netflix bu kadar popüler hale geldikten sonra, televizyon izleme alışkanlıklarımız artık bilgisayarlardan bir şeyler izleme alışkanlığı haline geldi. Netflix’in 2020’de en çok sevilen, izlenen ve en son orijinal dizilerine bir göz atalım …
The Queens’s Gambit (IMDb:8.9)
Kahramanımız Beth Harmon (Beth Harmon) 9 yaşında bir yetimhaneye gönderildi ve satrançta rakibi yok! Dizi, karakterlerimizin satranç kariyerine ve ergenlikten yetişkinliğe geçişe odaklanan Soğuk Savaş döneminde geçiyor. Beth Harmon’ın en iyi yolundaki en büyük sorun malzeme uyumudur. Gerçek bir hikayeye dayanıyor gibi görünmese de dizinin senaryoları da dünyaca ünlü satranç ustalarından ilham alıyor. Vezir Gambiti sizi üzecek ve pürüzsüz bir sahneyle ekrana bağlanacak.
Emily İn Paris (8.8)
İkonik dizi Sex and the City’nin yaratıcısı Darren Star imzalı dizi, Paris’te bir pazarlama şirketi tarafından işe alınarak rüya gibi bir iş fırsatı yakalayan Amerikalı Emily’nin hikayesini konu alıyor. Emily’nin Chicago’dan, diline ve kültürüne oldukça yabancı olduğu bir şehire taşınmasıyla başlayan hikayede karakteri bir yandan işine adapte olmaya çabalarken öte yandan ailesi, arkadaşları ilişkisini idare etmeye çalışırken yaşayacağı maceralar bekliyor.Editörün Notu: Pandemi nedeni ile seyahat etmeyi özlediğimiz şimdilerde Emily in Paris, dizisi ile Paris’i gezdiğimize çok mutlu olduk! Dizideki şahane bir sahne ile de Vincent Van Gogh’u ne kadar sevdiğimizi bir kere daha fark ettik. Diziyi izledikten sonra siz de ünlü ressamın hayatı, eserleri ve az bilinenlerini öğrenmek isteyeceksiniz!
Ratched ( IMDb: 7.3)
Glee, The Politician, American Horror Story dizilerinden aşina olduğumuz ünlü yazar yönetmen Ryan Murphy’nin yeni yapımı Ratched, şimdiden eleştirmenlerden tam not aldı. Psikolojik gerilim sevenlerin tercih edebileceği dizi 1947 senesinde geçiyor. Dışarıdan normal bir hemşire gibi gözüken Mildred Ratched, akıl hastanesinde çalışmaya başladığı günden beri sakladığı sırları ve akıl hastanesine yatırılan katil ile olan bağı dikkat çekiyor. Söz konusu manipülasyon olduğu zaman bütün maharetlerini gösteren hemşire ve akıl hastanesinde yaşanılan olaylar size gerilim dolu saatler yaşatıyor.
Biohackers (IMDb: 6.8)
Almanya’nın en iyi üniversitelerinden Freiburg Üniversitesi’ne giren tıp öğrencisi Mia’nın devrim niteliğindeki biyolojik hack teknolojisine olan ilgisi sadece bir meraktan ibaret değildir. Erkek kardeşinin gizemli ölümüyle yaşadığı aile trajedisi ile bir profesörün bağlantılı olduğu komployu gün yüzüne çıkarmayı planlayan Mia, kardeşinin ölümünü aydınlatmak için yasadışı genetik deneylerin tehlikeli dünyasına girer. Bu sırada tıp fakültesindeki dahi biyoloji öğrencisi Jasper ve ev arkadaşı Niklas ile tanışır ve ardından karanlık sırrını çözmeye çalışmakta olduğu Profesör Tanja Lorenz’in tehlikeli deneyinden haberdar olur. Lorenz’i durdurma görevi ise ailesinin intikamını alma planları, duyguları ve prensipleri ile arkadaşlarını korumak arasında zor bir karar vermek mecburiyetinde kalan Mia’nın görevidir.
Anne With An E (IMDb: 8.7)
Hali hazırda 3 sezonu bulunan ve final yapan Anne With An E, Netflix’in en iyi ve özel yapımlarından biri. Anne of Green Gables isimli kitaptan uyarlama olan dizide 19. Yüzyılda yaşamakta olan öksüz bir çocuk olan Anne’in büyüme ve hayat mücadelesi anlatılıyor. Yaşadığı zorbalıklar ve haksızlıklar ile etkileyici bir kuvvet ile baş edebilen karakter, kadın hakları ilk sırada olmak üzere bir çok toplumsal konuyu da ele alıyor.
The Last Dance (IMDb: 9,3)
Bir belgesel dizi olan The Last Dance, Michael Jordan’ın Chicago Bulls’taki son sezonunu ve Chicago Bulls’un da son şampiyonluğunu kazandığı 1997-1998 sezonunu konu alıyor. ESPN ve Netflix ortak yapımı olan belgesel dizi, kamera ekibinin çektiği 500 saati geçen görüntülerden yararlanarak hazırlandı. The Last Dance, Michael Jordan ve Chicago Bulls’un şampiyonluğa uzanan yolculuğunu anlatıyor.
IMDb: 9,4 Rotten Tomatoes: %96 Google: %95 CEOtudent: 9,2
Eleştirmen Puanı (Metascore): 91/100
Tür: Belgesel-Dizi, Biyografi, Tarih
Süre: Ort. Bölüm Uzunluğu 1 saat – Toplamda 1 Sezon 10 bölüm
İnceleme ve yorum: Michael Jordan’ın merkezinde olduğu yapımlar arasında onu en iyi anlatan belgesel olduğu için izlenmeli. Bunun yanında izlerken tarihe tanıklık ediyorsunuz. Chicago Bulls ve NBA tarihine uzun ama hiç de sıkıcı olmayan bir yolculuğa çıkarıyor bu yapım sizi. Basketbolu, başarı hikayelerini, yakın tarihi seviyorsanız Last Dance adlı bu mini belgesel dizisine bayılacaksınız.
Breaking Bad (IMDb: 9,3)
Bir okulda kimya öğretmeni olan Walter White, kendi halinde ailesiyle yaşamını sürdüren birisidir. Yaşadığı bazı rahatsızlıklar sonucu hastaneye giden Walter ne yazık ki akciğer kanseri olduğunu öğrenir. Ölüm gerçeğinin en çok can acıtan tarafı ailesini geride bırakacak olmasıdır. Yaşanan bazı farklı olaylarda uyuşturucu piyasasında ciddi para olduğunu görür. Ailesini en iyi biçimde finanse edebilmenin en kısa yolu budur. Üstelik başarılı bir kimyacı için bu pek de zor görünmüyordur. Ve tansiyonun bir dakika bile düşmediği 5 sezonluk bu efsaneye bir şans vermenizi çok isteriz.
Avatar: Son Havabükücü (IMDb: 9,2)
Hava, su, ateş, toprak… Kaderli birbirine bağlı olan dört ülkedir. Ateş Ülkesi diğerlerine karşı bir savaş başlatınca her şey değişmiştir. Bir yüzyıl geçer ama bu durumu değiştirecek umut kırıntısı dahi yoktur. Hayatta kalma mücadelesini anlatan Avatar: Son Hava Bükücü izlenmeye değer.
Rick and Morty (IMDb: 9,2)
Çılgın bir bilim adamının torunuyla birlikte yaşadığı sıra dışı olayları konu edinen Rick and Morty pek çok macerayı içinde barındırıyor. Rick and Morty’nin enteresan ve bir hayli tehlikeli olan yolculuklarını boyutlar arası seyahat olarak nitelendirsek de bununla kalmıyor ve insan anatomisi içerisinde de maceralarını aynı hızla devam ettiriyorlar.
Sherlock (IMDb: 9,1)
Arthur Ignatius Conan Doyle tarafından kaleme alınan dedektif Sherlock Holmes hikayelerinden uyarlanan senaryonun diziye uyarlanmasıyla karşımıza bu güzel dizi çıkıyor. Yönetmen koltuğunu Michael Hurst, Rick Jacobson ve Jesse Warn paylaşıyor. Bu sefer hikaye modern dünyada geçiyor. Dedektif Sherlock bu sefer günümüz Londra’sında yaşanan sırlar çözüm bekliyor. Sherlock’un yanında yine Doktor Watson yer alır. Atılan kısa mesajlar, mailler, blogların beraberinde Sherlock eski metotları yani kendi tarzını kullanmaya devam eder.
When They See Us (IMDb: 8,9)
Gerçek bir hikayeyi konu edinen When They See Us, Central Park Five ismiyle anılan beş gencin işlemedikleri bir suç yüzünden haksız nedenle yargılanmasını konu edinir. Central Park’ta koşuya çıkmış bir kadını cinsel bir saldırıda bulunduklarına dair bir iddiayla tutuklanan bu beş genç ülke çapında ses getiren bir davanın içinde kendilerini bulacaklardır.
Black Mirror (IMDb: 8,8)
Gelişen ve değişen toplumumuzun günden güne bireyler üstündeki etkileri de değişiyor. Yeni teknolojilerin getirileri, değişen siyaset, medya, sanat anlayışının değişimi her bölümü farklı olan dizide bilim kurgu ögeleriyle anlatılmaya çalışılır. Gelişen teknoloji dünyayı daha yaşanır bir hale mi getirir yoksa tutsak olarak yaşanacak bir evrene mi hapseder insanları? Boynunuza takılan çipler ile yaşamak, telefonunuz veya bilgisayarınız attığınız her adımın izlenmesi nasıl olurdu? Black Mirror tüm ürkütücülüğü ile geleceğin teknolojilerine ve yaşamlarına ışık tutuyor.
Narcos ve Narcos Mexico (IMDb: 8,8)
Pablo Escobar’ın gerçek hayat hikayesinden uyarlanmış dizi, çok büyük bir uyuşturucu şebekesini önlemek için çalışan kolluk kuvvetlerini anlatıyor. Meksikalı ajan Javier Pena, Escobar’ı yakalamak için Birleşik Devletle’den Kolombiya’ya yollanmıştır. Dizinin devamı olan Narcos: Mexico, bağımsız uyuşturucu kaçakçılarını ve 1980’lerdeki Guadalajara Karteli’nin yükselmesini anlatır. DEA ajanı Kiki Camarena’nın bu kartellere karşı mücadelesi dizinin odak noktasıdır.
Peaky Blinders (IMDb: 8,8)
İkinci Dünya Savaşı’nın henüz bittiği dönemlerde, İngiltere’de Shelby’lerin çetesine konuk oluyoruz. Birçok ödül kazanmış Peaky Blinders, belli bir tarihi dönemi anlatan dizileri sevenler için kaçırılmaması gerekli olan bir dizi. Genel olarak İngiltere’de çete hayatını anlatan Peaky Blinders aksiyonu ve sanatsal yönü ile izleyenleri fazlası ile tatmin ediyor.
Stranger Things (IMDb: 8,8)
Stranger Things dizisinde 1980’lerdeyiz, yer Indiana’nın kırsal bir kasabası Hawkins. Devlet için bilimsel araştırmalar yapan Hawkins Ulusal Laboratuvarı’nda hemde gizli işler de yapılır. İnsanların üstünde paranormal ve doğaüstü deneyler yapılır. İstemeden alternatif bir evrenin yani “Baş Aşağı”nın kapılarını açan bir portal yaratırlar. Sadece laboratuvarla kalmayıp tüm kasaba halkını etkilemeye başlar yeni evren. Baş Aşağı’dan gelen yaratıklar kasabadan birini kaçırır ve olaylar başlar.
Anne with an E (IMDb: 8,7)
Anne with an E, tüm problemlere, yaşanan kötü şeylere, zor engellere rağmen sevilmeyi bekleyen, yeryüzündeki varlığını kabul ettirmek isteyen ve bu uğurda çok büyük bir savaş veren bir bayanın çocukluktan yetişkin olmaya doğru giden yolculuğunu anlatıyor. Kanadalı roman yazarı Lucy Maud Montgomery’e ait olan “Anne of Green Gables” adlı eserden uyarlanan dizinin senaryosunu ise Breaking Bad’in senaristi Moira Walley-Beckett yazıyor.
Better Call Saul (IMDb: 8,7)
Suç ve Dram temasının işlendiği Better Call Saul’da olaylar 2002 yılı zamanlarında başlamaktadır. Breaking Bad’den tanıdığımız Saul’un hikayesine odaklanan dizide, Breaking Bad’in efsaneleşmiş karakterlerini bolca görmek mümkün. Birtakım mali zorluklar içerisinde bir avukat olan Jimmy, davaları kazanmaya çalışmak dışında müşteri kazanmayıda hedef haline getirmiştir. Tüm bunlar yaşanırken Jimmy’i etrafındaki tehlikelerle de boğuşmak zorundadır.
House of Cards (IMDb: 8,7)
Birçok izleyicinin en iyi Netflix dizisi olarak listenin başına koyduğu House Of Cards, Amerikan siyasetine doğru enteresan bir yolculuğa sürüklüyor. Siyasi güç sahibi olmayı isteyen taraflar, birbirleri üstünde baskı kuruyor bununla beraber kirli bir savaşın oyunu haline dönüşüyor. O sırada Frank Underwood isimli bir politikacıya dış işleri bakanı olma sözü verilir lakin bu söz havada kalır ve yerine getirilmez. Birçok kritik bilgiye sahip bu isim hırs yaparak gözünü en tepeye diker ve rakipleriyle rekabet ederek yükselmeye başlar.
Dark (IMDb: 8,7)
İnceleme ve yorum: Büyük bir karmaşa ve bir türlü çözülemeyen gizem… Dark her şeyiyle odaklanmayı gerektiren, zihin bulanıklığının tavan yaptığı, zaman kavramının yok olup gittiği son zamanların en etkili etkileyici dizilerinden. Olayları, kişileri, zamanları çözüp kavrayabilmek adına not almanız ve dizinin size verdiği bazı şemalara bakarak diziyi izlemeniz gerekebiliyor. Bu da bu diziyi “otur izle” deneyiminden çok öte bir noktaya taşıyor. Almanca olması da Dark’a bambaşka bir doku katıyor. Ayrıca dizinin birçok noktasında bir sürü ipucu veriliyor. Bu detayları yakalayıp sonuç üzerindeki etkisini görmek, dizinin seyir zevkinin yanı sıra bambaşka bir tatmin sağlıyor. İlk birkaç bölüm size sıkıcı gelebilir. Çok fazla karakter var ve hepsi bir şekilde hikayenin içinde. Fakat birkaç bölüm sonra zihninizi sarıp sarmalayan, düşüncelerinizi fazlaca meşgul eden mükemmel bir dizi izliyor olacaksınız.
BoJack Horseman (IMDb: 8,7)
BoJack Horseman, 1990’lı yılların popüler sitkomlarından biri olan Horsing Around’da oynayan ve sevenler olan bir aktördür. Günler günleri, yıllar yılları kovalıyor. Ve 2010’lu yıllara geri dönüyoruz. O dizinin üzerinden neredeyse 20 yıl geçmiş ve BoJack eski ününü kaybetmiştir. Yeniden bir yıldız olabilmek için işe koyulur. Yetişkin animasyonu alanında Netflix’in en beğenilen yapımlarından. BoJack’te zekice esprilere tanık olup bolca kahkaha atacaksınız.
Tepedeki Ev (IMDb: 8,7)
Son romanını yazma aşamasında olan Steven, romanının içeriği için araştırma yapmaktadır. Hayalet konulu bir hikaye araştırırken, kız kardeşinden bir telefon alır. O telefon sonrası hiçbir şey aynı kalmaz. Dağılmış bir aile eski evlerinin zihinlerden çıkmayan anılarla ve evden uzaklaşmalarına sebep olan korktucu olaylarla yüzleşir. Aradan 26 yıl geçmiştir ancak aile Tepedeki Evde başından geçenleri tam manası ile unutabilmiş değildir.
İnceleme ve yorum: The Haunting of Hill House, geçmişte yaşanan korkunç olaylara devamlı Flash Back yapan başarılı bir korku dizisi. Hepimizin bildiği “Perili ev” klişesini en iyi biçimde işleyen yapımlardan biri. Dizinin anlatım olarak en güzel yanı iki ayrı zaman aralığında geçmesi. Dizi, bu evde çocukluklarını geçiren aile bireylerinin seneler sonra hala taşıdıkları travmaları sarsıcı bir şekilde anlatıyor. Aynı zamanda tüm bu doğaüstü olaylara sebep olan büyük gizemi çözmeye çalışırken buluyorsunuz kendinizi. Ve dizinin sonunda şaşırtıcı sonuçlara ulaşıyorsunuz. Tepedeki Ev, bir korku dizisi olduğu kadar hemde bir psikolojik gerilim ve bir aile draması dizisi.
The Crown (IMDb: 8,7)
İngiltere-Amerika ortak yapımı The Crown, İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth‘in evliliği ve tahta geçmesi sonrası 10 senelik dönemi ele alıyor. Dizide 20’li yaşlarının ortasında ve yeni evli bir kadın olarak göreceğimiz II.Elizabeth’in Winston Churchill’le arasındaki iletişime dair önemli ayrıntılara da şahit oluyoruz. Oyuncu kadrosunda Matt Smith, John Lithgow ve Victoria Hamilton gibi isimlerin yer aldığı dizinin yönetmen koltuğunda Stephen Daldry bulunuyor.
İnceleme ve yorum: Dizinin merkezinde olan Kraliçe II.Elizabeth ve kraliyet ailesindeki pek çok kişi çağımızda hala hayattalar. The Crown buna rağmen fazlaca eleştiri içeren, yer yer birtakım skandalları anlatan cesur bir dizi. Diziyi kesinlikle bir tarih belgeseli beklentisiyle izlemeyin çünkü gerçek olaylara dayandığı kadar bolca kurgu olaylar da barındırıyor. Kostümüyle, dekoruyla, renkleriyle gerçekten cezbedici bir dönem yapımı. Oyunculuklar ise şairane. Oyuncuların tamamı dizi piyasasında kendisini kanıtlamış isimler. Dönem yapımları sevmiyorsanız bile muhakkak şans vermeniz gerekli olan bir dizi olduğunun altını çizelim.
Mindhunter (IMDb: 8,6)
FBI davranış bilimleri departmanının kuruluş hikayesini anlatan Mindhunter, gerçek bir hikayeye sahip. Genel olarak insanların neden suç işlediğini ve bir insanı suça iten unsurları irdeleyen Mindhunter, size sosyoloji ve psikoloji konusunda yeni bakış açıları kazandıracaktır. Karakterler ve karakterlerin konuştukları seri katiller, zamanında gerçekten yaşadığı için dizinin etkileyiciliği de buna paralel olarak artıyor. Jonathan Groff, Holt McCallany, Anna Torv gibi oyuncuların oynadığı Mindhunter, suç, psikoloji ve sosyoloji sevenler için biçilmiş kaftan olsa da, herkes için bir çırpıda bitirebilecek diziler arasında yerini alıyor.
İnceleme ve yorum: Mindhunter her şeyden önce 1970’li yılların havasını çok iyi yansıtan bir dizi. İlk sezonda olaylar özellikle Holden Ford karakteri üzerinden ilerliyor. Fazla idealist ve çok zeki bir adam. Bu yönü ile sizde hayranlık uyandırması olası. Psikolojik savaş denilebilecek sahneler var. Holden Ford, suçluları psikolojik zayıflıkları üzerinden tuzağa düşürmeye çalışıyor. Onların travmalarını yakalamaya ve bunların üzerine oynamaya çalışıyor. Dizinin bu sahneleri özellikle çok beğenildi. Dizinin başka bir çarpıcı yönü ise dizideki seri katillerin kurgu karakterler olmaması. Bu seri katillerin tamamı esasında dünya tarihin en azılı seri katilleri. Bu katilleri canlandıran oyuncuların benzerlikleri de dikkat çekiyor. Psikolojik-suç sevenlerin çok beğeneceğini düşündüğümüz bir yapım.
After Life (IMDb: 8,5)
After Life’ı izledikten sonra istemsizce Ricky Gervais yine yapmış yapacağını diyorsunuz. Hem dramı hem de komediyi sonuna kadar görmüş olduğumuz dizide ince detaylarla verilen öğütler de gözden kaçmıyor. Eşinin ölümünü kabullenmekte zorlanan bir gazete yazarının gündelik hayatına konuk olduğumuz dizide, deneyimli isimlere bir de sevimli bir köpek eşlik ediyor.
İnceleme ve yorum: Diziyi hem yazan, hem yöneten hem de başrolünü oynayan bir adam düşünün. İşte bu adam ünlü komedyen Ricky Gervais. Bu her ne kadar garip görünse de esasında dizinin başarısında büyük etkisi var. Dizi devamlı depresif ve intihara meyilli bir adamın hikayesini anlatıyor gibi görünebilir fakat esasında komedinin ve dramanın müthiş bir sentezi. Olay örgüsü olarak biraz yavaş ilerliyor. Bu yönü ile sıkıcı bulmanız normal fakat dizideki başarılı durum komedileri de biraz bu biçimde ortaya çıkıyor. Son dönemlerin en nitelikli, en orijinal, en kendisine has yapımlarından biri.
Vikings (IMDb: 8,5)
Cesur savaşçı Ragnar Lothbrok ve oğlunun başından geçenleri konu edinen Vikings dizisi hemde Vikinglerin kültürünüde yansıtarak gerçeğe dayanıyor. Ragnar Lothbrok tarih boyunca Britanya ve Fransa’ya uzanan saldırılarıyla kendinden bir hayli söz ettirmiş cesur bir savaşçıdır. Basit bir çitfçi olan Ragnar ne kadar ileriye gidebileceğini bize göstermekle kalmıyor hemde çok sevdiği arkadaşı Rollo’yla beraber denizlerdeki maceralarını izlememize fırsat veriyor. Bu dizide korkusuz ve acımasız ırkın maceralarını izliyoruz. Bu ırk, cesaretini Odin’den, saçlarını güneşten, gözlerini ise denizden almış olmakla beraber izleyicinin dikkatini ilk bölümden itibaren çekmeyi başarıyor. Fantastik ve gerçek ögelerin bileşiminden oluşan dizide oyuncular o dönemin ırkına yakın fiziksel birtakım özelliklerinde kişilerden seçilmiştir. Bu filmi daha da özel kılmıştır.
İnceleme ve yorum: Bu diziyi bu kadar iyi yapan şeylerden biri hiç şüphe yok ki ki baş karakter Ragnar Lothbrok. Hem savaş zekası hem lider duruşu hem de karizması Ragnar’ı unutulmaz dizi karakterleri arasına sokmayı başarıyor. Dizinin en beğenilen tarafı 11. Yüzyılı en iyi biçimde yansıtıyor olması. Bir de adım adım stratejilerine tanık olduğumuz savaş sahneleri var tabi. Vikings savaş, kan, mücadele, güç gibi kavramları o çağın çıplaklığıyla gözler önüne seren müthiş bir dizi.
Love, Death & Robots (IMDb: 8,5)
Çıktığı andan itibaren Netflix dizileri 2020 listemizin olmazsa olmaz yapımlarında biri: Animasyon severlere hitap eden Netflix dizisi Love Death & Robots’un her bir kısmı 5-15 dakika arasında değişiyor ve her bölüm ayrı bir konuyu ele alıyor. Tim Miller ve David Fincher gibi önemli isimlerin yapımcılığını üstlendiği dizinin konuları bilim kurgudan komediye, komediden fantastiğe, fantastikten korkuya kadar geniş bir yelpaze çiziyor. Farklı bir tecrübe yaşamak isteyenlere eşsiz bir fırsat sunan dizi, 2019 senesinin çok konuşulanları arasında yerini almıştı.
İnceleme ve yorum: Love Death + Robots muhteşem bir animasyon antolojisi. Yani her bölüm birbirinden bağımsız senaryolardan ve konulardan oluşuyor. Bilim kurgu, fantastik, fütüristik, siberpunk, biopunk gibi iddialı türlerin tamamına dahil olabilecek bir yapım. Animasyon olması da diziye bu manada çok özgür bir alan tanıyor. Kısa kısa hikayelerden oluşan dizinin bölüm sonlarında çarpıcı bir final ile karşılaşıyorsunuz. Bu yapım, bir dizi izlemenin ötesinde bir şey. Bizce eşi benzersiz bir tecrübe!
O Mecanismo (IMDb: 8,4)
Brezilya’da yaşanan gerçek olaylardan esinlenilen dizinin senaryosunu Elena Soarez kaleme almıştır. Bir grup dedektif tarafından ortaya çıkarılan çok büyük bir yolsuzluk olayının ardından bunun çevredeki insanlara yansımalarını izleyeceğimiz dizide başrollerde Selton Mello, Carol Abras, Enrique Diaz gibi isimlerle karşılaşıyoruz.
İnceleme ve yorum: The Mechanism olarak da bilinen yapım başarılı bir Güney ABD dizisi. Temposu düşük bir yapım dolayısı ile aksiyon beklentisi ile izlememenizi öneriyoruz. Dizinin en ilgi çekici tarafı bütünüyle gerçek olaylara dayanması. Suç dizisi olduğu kadar esasında politik ve sosyolojik bir dizi. Dünya düzeni, medya, politika, yolsuzlukluk gibi konular ilginizi çekiyorsa muhakkak izlemenizi tavsiye ediyoruz.
Outlander (IMDb: 8,4)
Claire Randall 1945 yılında yaşamakta olan evli bir savaş hemşiresidir. 1743 senesine yapmış olduğu seyahatle İskoç savaşçısı Jamie Fraser ile evlenir. Claire giderek Jamie’ye karşı bir şeyler hisseder fakat zaman yolculuğu onun iki erkek arasında kalmasına sebep olacaktır. Diana Gobaldon’ın aynı isimli kitabından uyarlanan Outlander, aşk, bilim kurgu ve tarihin harmanlandığı bir hikaye olarak karşımıza çıkıyor.
İnceleme ve yorum: Outlander’ı diğer dönem dizilerinden farklı kılan zaman yolculuğu barındırıyor olması. Fakat bu böyle “bilim kurgu” kafasında bir zaman yolculuğu değil, daha çok inanç, spiritüel öğeler etrafında gerçekleşiyor. Ayrıca olay örgüsü diziyi sürükleyici kılıyor. İlk birkaç bölüm belki biraz sabretmeniz gerekebilir fakat karakterleri tanıdıkça bağımlısı olmaya başlıyorsunuz. Oyunculuklar gayet başarılı ve dizi boyunca etkileyici bir aşk öyküsüne de tanık oluyoruz.
Ozark (IMDb: 8,4)
Ozark, kara para aklama işinde uzmanlaşmış bir yatırım bankacısı babanın para aklama hikayesini ve bu yolda ailesiyle yaşadığı problemleri anlatıyor. Baba Martin daha fazla para aklamak adına ailesi ile Ozark’a gidiyor. Her şey planda kolay gibi görünse de bu tuhaf yer ve yaşanan problemler yüzünden ailenin ve Martin’in başı bir türlü beladan kurtulmuyor.
La Casa de Papel (IMDb: 8,4)
Tarihin azılı suçlularını bir araya getiren Profesör’ün aklında çok büyük bir soygun vardır. İspanya Kraliyet Darphanesi’ni soymak için uzun süre plan yapar. Ekibi toplar ve onları eğitmeye başlar. Her türlü ihtimali göz önüne alan Profesör her alanda eğitim verir. Artık plan mükemmel bir biçimde hazırdır ve ekip darphaneye adımını atar. Ardından ise tüm İspanya ve dünya gözü darphaneye çevirir. İçerideki rehineler, dışarıda soygunu destekleyen koca bir kitle, polis teşkilatı, soygun ekibi ve hızla geçen dakikalar. Akıl almaz bir soygun sizi içerisine çekecek.
İnceleme ve yorum: Çarpıcı sahneleri olan, sosyolojik ve felsefi değerler taşıyan, her fırsatta insan psikolojisinin derinliklerine inen, zekaların hayranlık uyandırdığı ve tansiyonun bir dakika bile düşmediği eşsiz bir macera! Asla standart bir soygun ve aksiyon dizisi değil. Bu görüntüsünün arkasında uçsuz bucaksız derinliği olan bir hikaye. İspanyol dizisi olan La Casa de Papel, Avrupa’dan çıkmış son zamanların tartışmasız en iyi dizisi. Bütün bunlara ek olarak öz müzikleri, sanat yönetmenliği, oyunculukları, cast’ı, kurgusu ile fenomen olmuş bir yapım! İzlemediyseniz hemen izleyin.
The Last Kingdom (IMDb: 8,4)
Uhtred bir İngiliz Kralı’nın oğludur. Babasını bir savaşta kaybetmesinin üzerine Kont Ragnar’ın kölesi haline gelir ve Paganların yaşadığı bir bölgeye sevk edilir. Uhtred o bölgede çocukluğunu geçirir. Bir saldırı sonucu, Kont Ragnar öldürülür. Bunun üzerine Uhtred İngiltere’ye döner. Babasının ölmesi üzerine tahtın yeni sahibi olan amcası, tahtın varisi olan Uhtred’i öldürmeyi düşler. Ortaya Kont Ragnar’ın, Uhtred tarafından öldürüldüğü dedikodusunu atar. Bu dedikodunun üstüne ne paganlar ne de İngilizler Uhtred’e yardım etmezler. Yardım aramak için çalışırken Wessex Kralığı’na yolu düşer. Burada tanıştığı Alfred adlı kişi, İngiltere’yi pagan istilasından kurtarmak istemektedir. Pagan istilasından kurtulan ülkeyi tek çatı altında toplamak en büyük hayalidir. Uhtred ise paganları mı yoksa İngilizleri mi seçeceğini bilemez ve bir ikilemin ortasında kalır.
İnceleme ve yorum: Vikings, Spartacus gibi savaş, politika ve tarihin bir arada olduğu yapımlardan hoşlanıyorsanız The Last Kingdom’ı muhakkak izlemelisiniz. Dizide tarih sayfalarında adını duyduğumuz pek çok ismin kurgusal karakterler olarak izlemeniz mümkün.
Unbelievable (IMDb: 8,4)
Dizi gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır. Marie genç bir kızdır. Tecavüze uğradığı için şikayette bulunur. Ancak bu şikayetin asılsız olduğu söylenerek Marie suçlanır. Bu olaya ise bakması için iki kadın dedektif görevlendirilir. Marie gerçekten doğruyu mu söylüyordur yoksa karşısındaki insanları kandırmaya mı çalışıyordur?
Modern Family (IMDb: 8,4)
Birbirinden eğlenceli üç ailenin maceralarına konuk olun. Jay, karısı Gloria ve özgüven sorunları olan Manny’den oluşan ilk ailedeki diyaloglar size tanıdık gelebilir. Dunphy ailesi ise beş kişilik dev bir kadro; birbirinden o kadar farklı olan karakterlerin aynı evde yaşamasından kaynaklanan bir gerilim var fakat her defasında eğlenceye dönüşen bu anları izlerken çok eğleneceksiniz. Üçüncü aileyi oluşturan Mitchell ve Cameron dizinin eşcinsel çifti ve Vietnam’dan evlat edindikleri Lily sayesinde hayatları daha da renkleniyor. Birbirleriyle devamlı dayanışma ve tartışma arasında giden bu üç aile sayesinde kalabalık ailelere olan özlemimiz pekişiyor. Bir araya gelince ortaya çıkan hikaye izlemeye değer. Mockumentary denilen “sahte belgesel” olarak uyarlanmış, dizinin karakterleriyle olan röportajları izleyeceğimiz bu dizide bu üç ailenin sorunlarına, sevgisine ve komik anlarına şahit olacağız. Dizinin en güzel yanı ise uzun soluklu olması diyebiliriz, çocuk oyuncuların yetişkinliğe geçmesine ve büyümelerine de şahit olabiliyoruz.
How I Met Your Mother (IMDb: 8,3)
Yıllar sonra çocuklarınıza annesinin kim olduğunu anlatmaya nereden başlarsınız? 2030 senesinde Ted Mosby iki çocuğunu karşısına alıp anneleriyle nasıl tanıştıklarını anlatmak istiyor. 2005 senesinden anlatmaya başladığı hikayede en yakın arkadaşları Marshall, Lily, Barney ve Robin ile yaşadığı birbirinden komik ve güzel anıları anlatmaya başlıyor. New York’un insan kalabalığı içinde bu 5 arkadaşın kendilerine ait, güzel anılarını izlerken hem çok güleceksiniz hem de içiniz ısınıcak.