The Irishman (2019): Unutulmaz Filmler Zincirinin Son Halkası

Netflix’te yayınlanan The Irishman (İrlandalı) bizlere Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci gibi sinema dünyasının dev isimlerini aynı anda seyretme imkanı verdi. Onları aynı anda seyretmek bizlere gerçekten tarifi zor güzellikte anlar yaşattı.

Filmi başlattığımda süresinin üç buçuk saat olduğunu görünce şaşkınlık yaşadığımı söyleyebilirim.  Bu kadar uzun metrajlı bir film olmasını beklemiyordum sanırım. Ancak yönetmen Martin Scorsese’nin film üzerinde proje olarak 10 yıldır çalıştığını öğrenince yapımın bu kadar uzun olmasının sebebini anladım.

Film Konusu

Film bilindiği üzere gerçek bir olay üzerinden ilerliyor. 1975 yılında Amerika’da birdenbire ortadan kaybolan Jimmy Hoffa’nın hikayesi yönetmenin penceresinden anlatılıyor. Jimmy Hoffa aynen filmde olduğu gibi gerçek hayatta da bir sendika başkanı ve çok etkili birisi. Kendisinin mafyayla ilişkileri olduğu, karanlık işlere bulaştığı bilgileri bulunuyor ki bu durum o zamanın şartlarını düşünce o çapta bir sendika başkanı için şaşırtıcı olmasa gerek. Jimmy Hoffa cesedi bile bulunamadan kelimenin tam anlamıyla sırra kadem basmış. Bu arada Jimmy karakteri filmde Al Pacino tarafından canlandırılıyor.

Film hiç kimseyi kahramanlaştırmaya çalışmıyor. Ne Al Pacino tarafından canlandırılan Jimmy karakterini ne de Robert De Niro tarafından hayat verilen Frank karakterini… Tüm karakterler zaaflarıyla, insani yönleriyle, hatalarıyla, saflıkları ve uyanıklıklarıyla aktarılmış beyaz perdeye.

Filmde aslında II. Dünya savaşı sonrasında Amerika’da şekillenen mafya ve suç örgütleri içten bir bakışla anlatılıyor. Robert De Niro’nun canlandırdığı Frank bir savaş gazisi. Savaştan sonra ülkesine döndüğü zaman önce ufak tefek işlerde çalışmaya başlıyor. Belki biraz da şansının yaver gitmesiyle o zamanın suç patronlarından birisiyle tesadüfen tanışıyor hem de onun kim olduğunu bilmeden. Bu tanışmanın da etkisiyle mafya içerisinde küçük görevler almaya başlıyor. Ancak özellikle güvenilir ve yetenekli birisi olduğu için yavaş yavaş yükselmeye başlıyor. Kısa bir süre içerisinde de etkili bir tetikçi haline geliyor ve mafya için adam öldürmeye başlıyor (Frank’in adam öldürme tekniği bir yönden John Wick’i andırıyor.). Sonuç olarak Frank üzerinden mafya dünyasının yaşam felsefelerini, var oluş mantıklarını öğreniyoruz film boyunca.

Ben genellikle bu tarz mafya yapımlarını ve özellikle biyografi filmlerini seyretmem. Sevdiğim bir tarz değil. Bu filmi zaten tüm bu usta oyuncuların varlığına rağmen tam 2 kez ara vererek bitirebildim. Yer yer sıkıldığımı saklayamam. Ancak bu tabi ki filmin yetersiz oluşundan değil; benim bu türe olan ilgisizliğimden.

Eğer sakin ilerleyen, oyunculuğun çok üst kalitede olduğu uzun metrajlı filmleri seviyorsanız her açıdan çok kaliteli bir yapım sizleri bekliyor, diyebilirim. Filmde uzun ve kesintisiz çekimler sıkça kullanılmış ki bu filme ayrı bir hava katmış (Bu kesintisiz çekimler konusunda 2014 yapımı Birdman filmini hatırlayınız). Diğer yönden çekim teknikleri dikkat çekebilecek kadar iyiydi. Çoğu sahnede özel olarak çalışılmış çekim teknikleri kullanılmış. Örneğin bir cinayet sahnesinde (spoiler olmasın diye hangisi olduğunu söylemiyorum) kamera oldukça yüksekten çekmeye başlıyor mekanı. Sonradan hiç kesintiye uğramadan camın içerisinden geçiş yaparak masada oturanlara kadar ilerliyor. Sonra içeriye Frank gidiyor; kamera kesinti yapmadan ona odaklanıyor ve o ateş ettikten sonra dışarıya kaçana kadar hiç kesinti uygulanmıyor. Karakterlerin genç halleri özel çekim teknikleri kullanılarak oluşturulmuş (Aynen The Gemini Man’da Will Smith üzerinde uygulanan teknikler gibi).

Sonuç

On üzerinden sekiz ve üzeri bir puanı her yönden alabilecek kadar kaliteli bir yapımla karşı karşıyayız. Kim bilir belki de The Irishman bu muhteşem ikilinin birlikte oynadığı son film olabilir (Umarız olmaz ve başka filmlerde de birlikte oynarlar tabi ki). Sadece Robert De Niro ve Al Pacino’nun varlıkları bile bu filmi seyretmek için yeterli bir sebep diye düşünüyorum. 1940’ların sonundan 1990’lara kadar uzanan uzunca bir hikayeyi anlatan bu yapım tarihi olaylara da değiniyor; hatta onlarla paralel ilerliyor. Özellikle uzun metrajlı, mafya tarzı, realist yapımları seviyorsanız The Irishman kalitesinde bir yapımı kaçırmamanızı öneriyorum.

Orijinal Adı: The Irishman

Tür: Biyografi, suç, drama

Yönetmen: Martin Scorsese

Yapım Yılı ve Yeri: 2019- Amerika

Türkiye Gösterim Tarihi: 27 Kasım 2019

Oyuncular: Robert De Niro, Al Pacino, Joe Pesci, Anna Paquin, Jesse Plemons

Süre: 3 saat 29 dakika

IMDB Puanı: 8,6 (Bu yazı yazılırken 35.531 oylama bulunuyordu.)

The Irishman film incelemesini 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.